Yaz ey gönlümün katibi !


Yaz ey gönlümün katibi ,yazki ıtriler bestelesin, sadrıma düşen eşsiz ledüyyün ilmini .
Mabedimde inlesin, çekilen yüzbin tevhidin sesi. 
Mihrabımdan fışkırsın abu hayat zevki. 
Beden diri, kalp diri, ruh diri.. 
Ölüm bize gelsin, bayılmak gibi. 
Söyle ey! gönlümün katibi. 
Söyle kim okusun, kim dillendirsin, hakikat yüklü bu hikayeyi. 
Fakihler dursun, Fatihler yazsın, bu deruni tarihi. 
Tarihler kaldıramaz, tarif eder ancak bu öyküyü. 
Ey gönlümün katibi, işte budur bizim haykırışımızın günlüğü...

A.Kemal Budakoğlu,

Huzur arayanlara, bu kampanya kaçmaz.


Huzur arayanlara, bu kampanya kaçmaz. 
Beş vakit namaz peşin, oniki ayda bir oruc, malın varsa kırkın bir zekat, yine paran varsa tertemiz haccın. 
İslamın satış noktalarında. 
Haydi koşun bu fırsat kaçmaz, ele geçmez birdaha, nasıl kampanya ama? 
Varmı Rabbimle rekabet edecek bir firma?
 Kampanya dediğin böyle olur, diğerlerinin hepsi birer oyalama. 
Tek gerçek, tek hakikat, tek vaad edileni yerine getiren, sadece tek olandır. 
Hadi acele et, stoklarla sınırlıdır oyalanma...

Takatım yok düşmeye



Takatım yok düşmeye, düşüpte elimden tutan yokmu demeye. 

Sanatım yok sevmeye, sevgimi hayatıma resmetmeye. 

Kuvvetim yok yürümeye ,gözüm kesmiyor zirveye. 

Yokuşlar binmiş yokuşlar üstüne, nefesim durur bedenim başlar titremeye .

Bir adım gitmek öteye ,bin adımmış gibi gelir bu yorgun yüreğe. 

Ey yorgun insan, yüreğinin sesini dinle. İstirahat belki yarın, belki yarındanda yakın cennette. 

İnşaallah temennimiz bu demde...

VAKİT


Vakit ölmek demek, vakit ölmeden önce ölmek demek. 
Zakir kalbe dönünce, şuhud zevke erince, aşık vecde gelince, vakit yolculuktur vakit. Topraktan ateşe, ateşten havaya, havadan suya, sudan hayata, dönmektir vakit. 
Perdeleri kaldırıp, pencerelerde oturup, gölgelerden korkup, güneşe çıkmaktır vakit. 
Sıcaktan serinliğe, serinlikten esenliğe, kavuşmaktır vakit. 
Kıyamda durup, ruküde olup, secdede kaybolup, yanmaktır Vakit. 
Sana sayıyla verilen andır vakit...

MİRAC


Hayat ve zaman, arz ve sema, melek ve insan, bütün bunların adına yükseldi yaşayan kuran. 
Perdeler kalktı, sırlar açıldı, kainat çalkalandı, şeytan dona kaldı aşkın yükselişinde. 
Alemler şaha kalktı, resulün o gülün hakka yürüyüşünde. 

İşte Budur Büyüklük...


Yanıltmasın seni sıra dağlardaki heybet, şaşırtmasın düşünce,ni okyanuslardaki kudret. Sen bunları bırakıp bir lazha bendine nazar et.

Göreceksin büyük gördüğün herşey küçülmüş, zerreden kürreye asil benliğine alemler bükülmüş. 

Senin taşıdığın ne büyük yükmüş, buna büyük küçük bütün mevcudat boyun bükmüş, biz yeri ve göğü oyun olsun diye yaratmadık, işte budur büyüklük...

Bu gün hayatımın nokta atışını yaptım.


Bu gün hayatımın nokta atışını yaptım. Noktaladım noktasız kalan bütün boşluklara, ve yine bu gün virgül çektim ,aralık bıraktığım aralardan, çıkamadığım karanlık yollara. Daha dün kalbimde sakladığım, buz tutmuş bütün sorulara. Şerh çektim gaflet yüklü kasvet sokaklarına. Yürüyorum vaad edilen o asra ve zamana .Mekanların ve makamların son noktasına, ilahi ente maksudu ve rıdake matlubu azığımla...